YAŞAYAN ÖLÜLER

Güncel 18.02.2016 - 19:19, Güncelleme: 01.01.1970 - 02:00 8564+ kez okundu.
 

YAŞAYAN ÖLÜLER

YAŞAYAN ÖLÜLER
  Yazımın başlığını farkında olmadan yıllar önce okuduğum Nikolay Gogol’un yazdığı   ‘’Ölü Canlar’’  romanından almış olabilirim. Google’a girip Yaşayan Ölüler’’  ismiyle ilgili roman, şiir, yazı var mı? Diye baktığımda içeriği korku filmi olan bir filme rastladım. Yazımın bu içerikli film ile hiç bir ilgisi yoktur yani makalede ki başlık tamamen bana aittir.             Kaçımız, ulusal veya uluslar arası operet, müziksel oyunlar, piyano resitalleri, tiyatro izliyor, resim, heykel sergilerine gidiyoruz, ya da bilimsel konferanslara, oturumlara  katılıyoruz? Kaçımız,  bilimdeki, sanattaki değişimleri, gelişmeleri buluşları takip ediyoruz? Yeni bir sürü madde, element bulunduğunu, yeni gezegenlerin keşfedildiğinin farkında mıyız? Oysa at yarışlarına, futbol maçlarına, deve güreşlerine v.b etkinliklerine gitme ile karşılaştırdığımızda aynı oranı yakalıyor muyuz?  Higgs Bozonu’nu dünyaya açıklayan Cern olayını hiç duydunuz mu? Bu Cern’in genel direktörü prof Dieter Heuer Halen evrenin % 95’i, maddenin % 70’nin karanlıkta olduğunu, bu karanlığı açmak için daha ileri düzeyde teknoloji ile araştırma yapılması gerektiğini ileri sürüyor. Bu düşünceyle hareket ederek, evrenin aydınlanmış % 5’i ile 7 milyar insan beslendiğine göre evrenin tümü aydınlanırsa 140 milyar insan besleneceğini öne sürüyor.             Dünyanın içinde bulunduğu, silah ve petrol tröstlerinin hakim olduğu bir dünyada böyle bir şey mümkün mü? Bu güçlerin kışkırtması ile dünyaya ırkçı, tutucu, mezhepçi, hurafelere dayanan din anlayışı ile insanlığın içinde bulunduğu karanlık aydınlanabilir mi?  Bir kere bir insanın birey olabilmesi, yurttaş olabilmesi için bu insanın sanattan nasibini almış olması gerekir. Münferit, bazı istisnalar dışında resimle, müzikle, edebiyatla, şiirle, tiyatro ile ilgilenen insanların şiddete, teröre bulaştığını duydunuz mu ? hiç gördünüz mü? Tüm insanlığın evrensel dili olan sanat, kitap, resim, müzik insanda insan, doğa, hayvan sevgisi geliştirir, toplumda adalet, estetik duygularını oluşturur, sanata bağımlı kılmak insanların insanı duygularını sarmalar düşüncelerini insanlık adına yoğunlaştırır.             Bu durumda görülüyor ki ‘’insanlığın önünü bilim ve sanat aydınlatmaya başlayabilse, tüm dünyada yaşanan savaşlar, sorunlar teker teker ortadan kalkacaktır.’’ Bir de buna ek olarak dünyadaki savaş ve silah tröstlerinin etkisini kırmak ancak ki sanatla bilimle uğraşan, ilgilenenlerin en sıradan insanlardan başlayarak kitlesel bir çoğunluğa ulaşmasıyla mümkündür.             İki resim sergisi açmış, bir kitap yazmış, hemen hemen her konuda  550-600 makale yazmış, eğitime, öğretime büyük yatırımlar yapmış biri olarak yukarıdaki sorulara verdiğim cevapta yeterli karşılığı verememenin üzüntüsü içinde  dünyada bu kadar acı, ızdırap, göz yaşı varken bir şey yapamamanın acizliği ile kendimi yaşayan ölü hissediyorum.   
YAŞAYAN ÖLÜLER
  Yazımın başlığını farkında olmadan yıllar önce okuduğum Nikolay Gogol’un yazdığı   ‘’Ölü Canlar’’  romanından almış olabilirim. Google’a girip Yaşayan Ölüler’’  ismiyle ilgili roman, şiir, yazı var mı? Diye baktığımda içeriği korku filmi olan bir filme rastladım. Yazımın bu içerikli film ile hiç bir ilgisi yoktur yani makalede ki başlık tamamen bana aittir.

            Kaçımız, ulusal veya uluslar arası operet, müziksel oyunlar, piyano resitalleri, tiyatro izliyor, resim, heykel sergilerine gidiyoruz, ya da bilimsel konferanslara, oturumlara  katılıyoruz? Kaçımız,  bilimdeki, sanattaki değişimleri, gelişmeleri buluşları takip ediyoruz? Yeni bir sürü madde, element bulunduğunu, yeni gezegenlerin keşfedildiğinin farkında mıyız? Oysa at yarışlarına, futbol maçlarına, deve güreşlerine v.b etkinliklerine gitme ile karşılaştırdığımızda aynı oranı yakalıyor muyuz?
 Higgs Bozonu’nu dünyaya açıklayan Cern olayını hiç duydunuz mu? Bu Cern’in genel direktörü prof Dieter Heuer Halen evrenin % 95’i, maddenin % 70’nin karanlıkta olduğunu, bu karanlığı açmak için daha ileri düzeyde teknoloji ile araştırma yapılması gerektiğini ileri sürüyor. Bu düşünceyle hareket ederek, evrenin aydınlanmış % 5’i ile 7 milyar insan beslendiğine göre evrenin tümü aydınlanırsa 140 milyar insan besleneceğini öne sürüyor.

            Dünyanın içinde bulunduğu, silah ve petrol tröstlerinin hakim olduğu bir dünyada böyle bir şey mümkün mü? Bu güçlerin kışkırtması ile dünyaya ırkçı, tutucu, mezhepçi, hurafelere dayanan din anlayışı ile insanlığın içinde bulunduğu karanlık aydınlanabilir mi?  Bir kere bir insanın birey olabilmesi, yurttaş olabilmesi için bu insanın sanattan nasibini almış olması gerekir. Münferit, bazı istisnalar dışında resimle, müzikle, edebiyatla, şiirle, tiyatro ile ilgilenen insanların şiddete, teröre bulaştığını duydunuz mu ? hiç gördünüz mü? Tüm insanlığın evrensel dili olan sanat, kitap, resim, müzik insanda insan, doğa, hayvan sevgisi geliştirir, toplumda adalet, estetik duygularını oluşturur, sanata bağımlı kılmak insanların insanı duygularını sarmalar düşüncelerini insanlık adına yoğunlaştırır.

            Bu durumda görülüyor ki ‘’insanlığın önünü bilim ve sanat aydınlatmaya başlayabilse, tüm dünyada yaşanan savaşlar, sorunlar teker teker ortadan kalkacaktır.’’ Bir de buna ek olarak dünyadaki savaş ve silah tröstlerinin etkisini kırmak ancak ki sanatla bilimle uğraşan, ilgilenenlerin en sıradan insanlardan başlayarak kitlesel bir çoğunluğa ulaşmasıyla mümkündür.
            İki resim sergisi açmış, bir kitap yazmış, hemen hemen her konuda  550-600 makale yazmış, eğitime, öğretime büyük yatırımlar yapmış biri olarak yukarıdaki sorulara verdiğim cevapta yeterli karşılığı verememenin üzüntüsü içinde  dünyada bu kadar acı, ızdırap, göz yaşı varken bir şey yapamamanın acizliği ile kendimi yaşayan ölü hissediyorum.   
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artemishaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.