Ercan ÇINARLI
Köşe Yazarı
Ercan ÇINARLI
 

1 MAYIS

ANALİZ  1  MAYIS  ÇARE; Günlerin bugün getirdiği baskı,           Zulüm,  Ve kandır... Bir cefa, bin çare üretirmiş.. Oysa sen yıllardır,          Bin cefanın içindesin; Söyler misin;  Sen, niçin bir çare üretemezsin!...?              Aciz misin?... Elin, dilin, ayağın, kolun.. gözün, kulağın,        Aklın, vicdanın, inancın, yok mu senin?      Aymaz mısın?       Uykuda mısın?     "Ben de varım " de bakalım!...      İnsanım.. Yetti artık!...      İş'te ben;              aş ta sen,       Ekmekte sen,              Yemekte sen!... Ancak bu böyle gitmez!... Sömürü devam ETMEZ... İlk kez 1856 Avustralya'nın  Melbörn kentinde taş duvar işçilerinin yoğun çalışma  süresinin günlük 8 saate düşürülmesi talebiyle iş bırakmaları, ardından işçiler taleplerini dile getirmek için 21 nisanda 1856 da Melbörn Üniversitesinden parlamento evine kadar yürümeleri...      Avustralya'nın ardından ABD 'deki işçilerde isverenlerden 1884 te çalışma saatlerinin 12 saatten 8 saate indirilmesi için başlatılan mücadele 1886 da kitlesel grevlerle yaygınlaşıp küresel bir nitelik kazandı.      ABD 'de yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Fakat Hükumet ve isverenler bu grevi sert bir şekilde bastırdı. Boston'da 40 bin işçinin üzerine patronlar tarafından kiralanmış sokak çeteleri salındı. Grevden sonra işten atmalar arttı, işçiler mahkemeye verildi ve 8 işçi idam cezasına çarptırıldı.       İşçilerden Albert Persons'a özür dilersen asılmaktan kurtulacaksın diyen mahkemede Albert Persons " Dünya biliyor suçsuz olduğumu, cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım"     Anekdot; 1980 faşist cuntasının " seni asarız diyen hakimlerine "siz ancak benim ceketimi askıya asarsınız" diyen Disk 'in efsane genel başkanı Abdullah Baştürk'ü tamda burada anmadan geçmek olmaz. 2. Enternasyonal'in 1889' daki Paris kongresinde ABD' li işçilerin önerisi üzerine 1 MAYIS "ULUSLARARASI BİRLİK,  MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ " olarak kutlanmaya başlandı.  1 MAYIS, bugün ülkemizde açlığın, derin yoksulluğun, işsizliğin, adaletsizliğin, hak ihllaeri ve kayıplarının ayyuka çıktığı, okullarını yoksulluktan dolayı terketmek zorunda kalan milyonlarca öğrenci, ataması yapılmayan 1milyon200bin öğretmen, hakları teslim edilmeyen mağdur durumdaki avukatlar ordusu, sağlık emekçileri, sağlık kapsamına alınmayan onbinlerce veteriner hekim, çiftciligi ve hayvancılığı terketmek zorunda bırakılan üreticiler, ölüm sınırında yaşamaya mahkum edilen 16 milyon emekli, çıraklık mağdurları, iş cinayetlerinde  kaybedilen binlerce emekçi ve yüzlerce çocuk işçi, kadın  cinayetleri,        Ve laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin yok sayılarak, tek adamın iki dudağının arasına sıkıştırılan devlet yönetimiyle, ertelenen işçi grevleri, yasaklanan gösteri yürüyüşü ve mitingleriyle geldiğimiz son noktada; İşçi sınıfının ve emekçi halkımızın mücadele hafızasının,  acı tatlı hatıralarının merkezi, kent halkının ruhunun simgeleştigi meydanların yasaklanması;     " Korku, cesaretin anasıdır" özdeyisine uygun tek adam rejiminin yükselen halk muhalefetini bastırmak  isteğinin kabul edilemez tezahürüdür.       Taksim Türkiye işçi sınıfının 1 MAYIS alanıdır.  E N G E L L E N E M E Z!... Hak verilmez ki!...alınır!...             Bu bilinmeli... Özgürlüğün  bayramını...önce alın teri hak etmeli... Özlemle sarınca aydınlatır güneş...ısıtır, yürekleri; Hak olur bayram; hak edince emek...değerli!... Ne su,ne cop,  ne gaz...ne barikat korkusu; Yüreklerde...Tek ses; vicdanlar...Tek nefes; Gönüllerde bağımsızlık tutkusu  Dillerde barış ve özgürlük; türküsü... Gelincik sevgisi, elde yürekte...             Meydanlar dolusu,  İşte budur!.. İşte budur!.. Bayram coşkusu!.. Ercan Çınarlı/Disk Emekli Sen MYK üyesi ve Dış ilişkiler Sekreteri
Ekleme Tarihi: 30 Nisan 2024 - Salı
Ercan ÇINARLI

1 MAYIS

ANALİZ 

1  MAYIS 

ÇARE;

Günlerin bugün getirdiği baskı, 
         Zulüm, 
Ve kandır...

Bir cefa, bin çare üretirmiş..
Oysa sen yıllardır, 
        Bin cefanın içindesin;

Söyler misin;
 Sen, niçin bir çare üretemezsin!...?
             Aciz misin?...

Elin, dilin, ayağın, kolun.. gözün, kulağın, 

      Aklın, vicdanın, inancın, yok mu senin?
     Aymaz mısın?
      Uykuda mısın?
    "Ben de varım " de bakalım!...
     İnsanım.. Yetti artık!...
     İş'te ben;
             aş ta sen,
      Ekmekte sen,
             Yemekte sen!...
Ancak bu böyle gitmez!...
Sömürü devam ETMEZ...

İlk kez 1856 Avustralya'nın  Melbörn kentinde taş duvar işçilerinin yoğun çalışma  süresinin günlük 8 saate düşürülmesi talebiyle iş bırakmaları, ardından işçiler taleplerini dile getirmek için 21 nisanda 1856 da Melbörn Üniversitesinden parlamento evine kadar yürümeleri...
     Avustralya'nın ardından ABD 'deki işçilerde isverenlerden 1884 te çalışma saatlerinin 12 saatten 8 saate indirilmesi için başlatılan mücadele 1886 da kitlesel grevlerle yaygınlaşıp küresel bir nitelik kazandı. 
    ABD 'de yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Fakat Hükumet ve isverenler bu grevi sert bir şekilde bastırdı. Boston'da 40 bin işçinin üzerine patronlar tarafından kiralanmış sokak çeteleri salındı. Grevden sonra işten atmalar arttı, işçiler mahkemeye verildi ve 8 işçi idam cezasına çarptırıldı. 
     İşçilerden Albert Persons'a özür dilersen asılmaktan kurtulacaksın diyen mahkemede Albert Persons " Dünya biliyor suçsuz olduğumu, cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım"
    Anekdot;
1980 faşist cuntasının " seni asarız diyen hakimlerine "siz ancak benim ceketimi askıya asarsınız" diyen Disk 'in efsane genel başkanı Abdullah Baştürk'ü tamda burada anmadan geçmek olmaz.

2. Enternasyonal'in 1889' daki Paris kongresinde ABD' li işçilerin önerisi üzerine 1 MAYIS "ULUSLARARASI BİRLİK,  MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ " olarak kutlanmaya başlandı. 
1 MAYIS, bugün ülkemizde açlığın, derin yoksulluğun, işsizliğin, adaletsizliğin, hak ihllaeri ve kayıplarının ayyuka çıktığı, okullarını yoksulluktan dolayı terketmek zorunda kalan milyonlarca öğrenci, ataması yapılmayan 1milyon200bin öğretmen, hakları teslim edilmeyen mağdur durumdaki avukatlar ordusu, sağlık emekçileri, sağlık kapsamına alınmayan onbinlerce veteriner hekim, çiftciligi ve hayvancılığı terketmek zorunda bırakılan üreticiler, ölüm sınırında yaşamaya mahkum edilen 16 milyon emekli, çıraklık mağdurları, iş cinayetlerinde  kaybedilen binlerce emekçi ve yüzlerce çocuk işçi, kadın  cinayetleri, 
      Ve laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin yok sayılarak, tek adamın iki dudağının arasına sıkıştırılan devlet yönetimiyle, ertelenen işçi grevleri, yasaklanan gösteri yürüyüşü ve mitingleriyle geldiğimiz son noktada;

İşçi sınıfının ve emekçi halkımızın mücadele hafızasının,  acı tatlı hatıralarının merkezi, kent halkının ruhunun simgeleştigi meydanların yasaklanması;
    " Korku, cesaretin anasıdır" özdeyisine uygun tek adam rejiminin yükselen halk muhalefetini bastırmak  isteğinin kabul edilemez tezahürüdür. 
     Taksim Türkiye işçi sınıfının 1 MAYIS alanıdır. 
E N G E L L E N E M E Z!...

Hak verilmez ki!...alınır!...
            Bu bilinmeli...
Özgürlüğün  bayramını...önce alın teri hak etmeli...
Özlemle sarınca aydınlatır güneş...ısıtır, yürekleri;
Hak olur bayram; hak edince emek...değerli!...
Ne su,ne cop,  ne gaz...ne barikat korkusu;
Yüreklerde...Tek ses; vicdanlar...Tek nefes;
Gönüllerde bağımsızlık tutkusu 
Dillerde barış ve özgürlük; türküsü...
Gelincik sevgisi, elde yürekte...
            Meydanlar dolusu, 
İşte budur!.. İşte budur!.. Bayram coşkusu!..

Ercan Çınarlı/Disk Emekli Sen MYK üyesi ve Dış ilişkiler Sekreteri

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artemishaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.