İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun 13 bin oy farkıyla önde bitirdiği 31 Mart seçimlerinin akıl almaz bir şekilde iptal edilmesinin ardından, 23 Haziran’daki seçimleri bu kez 806 bin farkla kazanmasının akabinde 5 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanmış “Dil Yarası” başlıklı yazımın bazı bölümlerinde aşağıdaki ifadeler yer alıyordu değerli okuyucular;
*“Seçim öncesi bulunduğum her ortamda, açıkladığım görüşüm itibariyle, 23 Haziran sonrası, benim en çok katıldığım görüş Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan’a ait değerli okuyucular.
Yusuf Kaplan A Haber’in Sabah kuşağı haber sunucusu Erkan Tan’ı kastederek, kişisel Twitter hesabından şu ifadeleri kullanıyordu;
*‘’İşte bu paçozluklar her şeyi mahvetti! Yeter!’’
*Yusuf Kaplan’ın bu ifadeleri kullanmasına etki edense, Erkan Tan’ın Seçim sonrasında İBBB seçilen Ekrem İmamoğlu için canlı yayında, ‘’Ordu valisine ‘it’ diye küfür eden adam İstanbul’un belediye başkanı seçilmiş oldu. Başka yalanları da var. Biz vatandaşlardan gelen isteği arz ediyoruz. Vatandaşlar Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Ordu Valisi’nin İstanbul Valiliğine tayin edilmesini istiyor’’ ifadelerini kullanması oldu.
Yani Yusuf Kaplan, 23 Haziran’da seçmen iradesinin sandığa ne şekilde yansıdığının en büyük belirleyicisi olarak kullanılan dili göstermiştir. Yusuf Kaplan’ın kullandığı cümleye sonuna kadar katılmakla beraber, geç kalmış ve eksik ifade edilmiş bir açıklama olduğunu düşünüyorum. Geç kalınmış diyorum çünkü işaret ettiği şahsın seçimden bir gün öncesine kadar her sabah Ekrem İmamoğlu’nun kendisi, onu destekleyenler ve dolayısıyla adayı olduğu CHP ve İYİ PARTİ’nin Genel Merkezleriyle beraber tüm teşkilatları için kullandığı küfür, hakaret, iftira, çamur ve çirkeflik dolu ifadeleri toplayıp dizseniz, dünyayı üç kere dolaşacak yol çizersiniz. Üstelik bu şahıs tüm bu alçakça saldırılarını, sırf iktidara karşı yalakalık yaparak muktedir olanlara hoş görünmek için yapmaktadır ki; keşke bu yapılanların ‘’paçozluk ‘’olduğunu seçimden çok önce de söylemiş olsaydılar da biz de şu anda kendilerinin samimiyetine inanıyor olsaydık.
*16 Milyon insanın yaşadığı İstanbul seçimlerinde iktidar çok ağır bir yara almıştır ki, bunun yegane sebebi yoğun olarak saldırı dilini kullanmış olmalarıdır. Dolayısıyla alınan bu yara, bildiğimiz dil yarasıdır. Bu ülkede yaşayan insanlar artık kin, nefret, aşağılama ve saldırganlık dilinin kullanılmasından yorgun düşmüştür. Topluma örnek olması gereken makamlarda oturanların kullandığı dil yüzünden, bu ülke insanı hiçbir tarihte olmadığı kadar birbirine karşı tahammülsüz bir tavır içindedir.
*Yani 23 Haziran’da seçmenin sandığa yansıyan iradesinin mimarları kimlerdir diye sorarsanız sevgili okuyucular, tabiki en başta kendisine karşı uygulanan yoğun karalama kampanyası ile hakaret ve küfür dolu saldırılara rağmen adabını bozmayıp birleştirici bir dil kullanan Ekrem İmamoğlu ve yine tabi ki en başta Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu gibi hakaret, nefret ve kin dilini kullanan üst makamlarda oturan siyasetçilerdir.